Masai Mara uçsuz bucaksız bir savana…
Masai Mara Ulusal parkı, tüm Afrika’daki en iyi bilinen, olağanüstü yaban hayatı ile dünyanın en önemli doğal hayatı koruma bölgesi.
Afrika’nın toplam kara kütlesinin yalnızca % 0,01’ini oluşturmasına rağmen, Afrika’daki büyük memelilerin % 40’ından fazlası burada bulunuyor.
Kenya’nın güneybatısında 1.510 km2’lik bir alanı kaplayan rezervde 95 tür memeli ve sürüngen, 400’den fazla kuş türü bulunuyor.
Masai Mara, Tanzanya’da bulunan Serengeti Ulusal parkını da içine alıyor. Bu büyük savana iki ülke sınırı içinde kalıyor. Ama doğa sınır tanımıyor…Her yıl Serengeti ve Masai Mara arasında yaşanan bir göç macerası var.
Büyük göç
Kuzey Tanzanya ve Kenya’da otlayan dev sürülerinin yıllık göçü gerçekten muhteşem bir olay. İki milyonun üzerinde antilop, zebra ve ceylan , düzenli bir şekilde yeşil otlak aramak için Serengeti ve Masai Mara düzlüklerinde hareket ediyor. Bu kesinlikle doğal dünyanın en büyük harikalarından biri.
Güney Serengeti’de kurak dönem başlayınca binlerce Antilop Masai Mara’ya doğru göçüyor.
Hayvanlar, yeşil çimenleri bulmak için yağmurları takip ederek Serengeti boyunca saat yönünde bir hareket ediyorlar.
Beş yüz kilometre boyunca Masai Mara düzlüklerine ilerleyen sürüleri; aslanlar, çitalar ve timsahlar gibi birçok yırtıcı hayvanın saldırısına maruz kalıyor.
Her yıl bölgedeki yağış durumuna bağlı olarak Nisan -Mayıs aylarında güney Serengeti’nin ucsuz bucaksız yemyeşil düzlüklerinden yola çıkan sürüler Grumeti ve Mara nehirlerinin geçerek genellikle temmuz sonunda Masai Mara’nın savanalarına ulaşırlar. Kasım ayına gelindiğinde yağışların azalması ile sürüler tekrar toplanıp Serengeti’ye dönüş yolculuğuna başlıyorlar. Yıllar boyu bu döngü devam eder.
Büyük Göç başlı başına bir macera olsa da yıl boyunca Mara’nın uçsuz bucaksız düzlüklerinde, doğal ortamlarında zürafalar aslanlar , çitalar , leoparla , filler ve sonsuz çeşitlilikteki diğer türler kendi döngülerinde yaşamaya devam ediyor. Doğanın bu inanılmaz ritmine hayran kalmamak mümkün mü…
Masai Mara’yı gördüğümde dünyadaki doğal hayatın korunması ile ilgili biraz umutlandım. İnsanların büyük şehirler kurmaya başlamadan öncesinde Afrika’nın her yerinde kolayca hareket edebilen yaban hayvanlar bu gün biraz daha kısıtlansa da böylesine büyük alanların artık koruma altında olduğunu ve doğal hayatın korunmaya çalışıldığını görmek insanı rahatlatıyor.
Ama işin içindekiler maalesef böyle düşünmüyor ve bu doğal hayatı korumak için yapılacak çok iş olduğunu söylüyorlar.
Masai Mara’daki gezi anılarımız için “Masai Mara’da safri yapıyoruz” yazısını okuyabilirsiniz
Yorum bırak