Gezinin başlangıcı için : Vietnam
04.11.2017
Otelimiz Ha Long şehrinde değil… onun yerine Ha Long koyunda gezi yapacağımız tekneleri kalktığı karaya bir köprü yol ile bağlanmış olan Dau Tuan Chau da.. Bizim otele varışımız çok geç olunca yemek yemek için bir yer bulamadık. Zaten yemek yemek için çok alternatif olan bir yer değil. Genelde insanlar buraya tekne turu için geliyorlar…
Her zaman yola çıkarken yanıma bir kaç bisküvi alırım, birde bu durumu düşünerek küçük birer sandviç hazırlamıştım.. bu da bizim akşam yemeğimiz oldu… ve yatıp uyuduk..
05.11.2017
Sabah uykumdan siren.. düdük sesleri ile uyandık… Pencereye fırlayınca muhteşem bir manzara ile karşılaştık. Yatarken bomboş olan limana şimdi yüzlerce tekne yanaşmış.. Yolcusunu alıp yola çıkan her tekne sirenini çalarak limanın çıkışına doğru gidiyor…
Ne oluyor derken anladık ki bunlar Ha Long koyuna çıkan gezi tekneleri 🙁 Biraz moral bozucu oldu..daha sakin bir ortam hayal ediyordum …. ama ertesi gün yanıldığımı anladım.
Uzak gezilere gittiğimizde ilk günü olabildiğince serbest ve programsız bırakmaya çalışırız. Çünkü genelde yeni ülkeye alışmak uçuş yorgunluğunu atmak alınacak biletler yapılacak organizasyonlar için vakit olur.. Ama bu yatıp uyumaya devam mı asla.. hemen giyindik ve dışarı çıktık… kahvaltı için bir yer ararken karşımıza Pho Bo yapan küçük bir büfe çıktını, dana eti ile hazırlanan noodle çorbasını seyahat süresince çok yedik ama bünyemiz sabah sabah çorba içmeye henüz hazır değildi herhalde, tercihimizi nispeten Avrupalı görünümlü bir pastahaneden yana kullanıp, kek kahve ile güne başladık.
Bu gün niyetimiz Ha Long körfezinde yapacağımız tekne turunu organize etmek ve HaLong şehrini ve etrafı gezmek.. bunun için mobilet kiralamak istedik…
ancak burada bir kiralama yeri yokmuş, bunun üzerine otelin resepsiyonunda çalışanı motosikletini bize vermeye ikna ettik.
* Pho Bo dana eti ile hazırlanan noodle çorbası.
Suyun içine dana eti. zencefil, yıldız anason, tarçın, karabiber, karanfil ve kişniş koyup pişiriyorlar ve daha sonra içine önceden haşladıkları noodle ları ekliyorlar.
Ha Long bay’i nasıl gezilir?
Ha Long bay’i nasıl gezeriz derseniz; bunun için iki yol var. Öğlen saatlerinde yola çıkıp geceyi teknede geçireceksiniz ve ertesi gün öğlene doğru geri döneceksiniz yada sabah erken çıkıp akşam döneceksiniz. Bizim ilk başta niyetimiz gece kalmalı gitmekti fakat daha sonra fiyatları öğrenip tekneleri görünce buna değmeyeceğini düşündük. Ama doğru bir kararmıydı hala şüphem var. Çünkü gün içinde koyda bir çok tekne oluyor geceleri daha sakin ve sessiz olabilir … ayrıca eğer hava açıksa güneşin doğuş ve batışı da güzel olabilir.
Bu şekilde gezen birkaç kişi ile sonradan konuştuk beğenen de var beğenmeyen de…..
Ha Long bay gemi için biletleri aldıktan sonra artık etrafı gezmeye başlayabiliriz.
Tuan Chau‘yu ana karaya bağlayan köprü üzerinden sağda solda istiridye çiftlikleri ve yolda satıcılar arasından geçerek ana karaya bağlandık. Şehre doğru giderken gece gelirken geçtiğimiz yola bağlandık yol gece gözüktüğü kadar korkutucu olmasa da motosikletle gitmek biraz tedirgin etti
Yolda üzerinden geçtiğimiz bir zamanlar Asya’nın en buyuk köprüsü olan Bai Chay köprüsü is çok etkileyici.
Buradan koyun görüntüsü çok güzel ancak duralım da seyredelim denmiyor tabii ki 🙂
Niyetimiz Nui Bai Tho ( Şiir dağı- Poem Mountain) gidip buradan koyun muhteşem manzarasını görmek. Önce dağa çıkış noktasını bulmak için epey dolandık ve sonrada dağda bir yangın olduğu ve bu nedenle çıkışların yasak olduğunu öğrendik.. Ne büyük hayal kırıklığı.. bir daha gelemeyiz ki buralara 🙁
Bizde Vietnam’ın turistik olmayan tarafını görmek için günlük koşturmalarına dalmış insanların arasına karıştık.
Çarşı pazar derken kendimizi büyük bir balık pazarında bulduk
Bildiğimiz ve bilmediğimiz bir sürü deniz mahsulleri arasından gezinirken koku ve gürültüden kendimizi dışarı attık.
Bulunduğumuz yer şehrin limanı ve balıkçıların yeri. Deniz kenarına indiğimizde balıkçı tekneleri ile dolu olduğunu gördük
arkada Halong bay.
Şehirde ilerledikçe buralardaki görüntü değişmeye başladı modern ve yeni binalar düzenlenmiş kaldırım ve park yerleri belirdi.. Vietnam’ın modern yüzü..
Limanın hemen yanında karşımıza Vincom Plaza çıkıyor burası büyük bir alışveriş merkezi içinde bir çok bilindik marka mağazaları market, yeme içme alanları ve bölgedeki ilk uluslar arası sinema mevcut. İçine girmeden duramadık.. yemek bölümüne gelincede yemeden duramadık 🙂 . Olabildiğince yerel tatları aradığımızdan her yerde bulunan pizza ve hamburgercileri geçip Vietnam tarzı yemek yapan bir lokantada karnımızı doyurduk..
BanhUhot prinç bir çeşiy krep içerisinde sebze ve et .
BanhBeo tabakların içerisinde küçük krep parçaları üzerinde karides.
Vee gezmeye devam.. AVM den biraz ilerleyince karşımıza şaşırtıcı mimarisi ile Quang Ninh sergi salonu çıktı. İspanyol mimar Salvador Perez Arroyo tarafından tasarlanmış. Dışarıdan bakıldığında bölgeden çıkan kömürden esinlenilmiş. Ben Beyaz balinaya benzettim 😉
Çok güzel bir bina. Hemen karşısında Halong koyunun muhteşem görüntüsü ikisi bir araya gelince çok etkileyici bir görüntü.
Motor ile deniz kenarından gidip birazda şehrin ara yollarına daldık.
Artık dönüş vakti… geldiğimiz yolu gece dönmek istemiyoruz.
Bu gün 60 km motorla yaptığımız yol
Dün akşam yemek bulamayınca bu akşamı riske atmayıp alışveriş merkezinin marketine girdik. Ufak tefek bir şeyler alıp otelde yemek yemek istiyoruz. Biraz lahana salatası, pilav vs. derken Roni garip görünümlü bir şey gördü ve illa alalım güzel bir şey diye tutturdu 🙂 bizde aldık sonra ilginizce bilen birine ne olduğunu sorduğumuzda domuz kulağı olduğunu öğrendik …..:(
akşam yemeğimiz … Peştemal masa örtüsü oldu..
06.11.2017
Bu gün Halong Bay günü erkenden kalkıp önceden ayarladığımız tekneye binmek üzere limana gittik. Off ne kalabalık .. onlarca tekneye binecek yüzlerce turist kıyamet kopuyor, ama her şey 1 saat içinde bitecek herkez gitmiş olacak. Bunca patırtının arasında bizde teknemizi bulabildik. Tekneye binip teknenin en iyi yerinde yerimizi aldık. Ve bir süre sonra yola çıktık sirenler eşliğinde Halong koyuna doğru yol alıyoruz. Teknenin en üzerinde bulduğumuz yere iyice yerleşirken limandan çıkana kadar teknenin içinde kalmamız gerektiğini öğrenince tekrar aşağıya indik. ve limandan sonra hemen yukarı çıktık. Şansımız iyi gitmiyor hava sisli ve kapalı.. ( aslında buralar genelikle böyle olurmuş. Açık ve güneşli hava daha nadir.) Moralimizi bozmayalım belki hava açar deyip gezinin tadını çıkartmaya başladık.
Ha Long Bay tekne gezisi
Limandan çıkar çıkmaz denizin içinden çıkan sivri adacıkların arasına giriyoruz, siren sesleri durdu yerini sessizlik aldı. Dümdüz sakin denizin içinde çıkan bu adalar insanı etkiliyor. Birde hafif sisli havada büyülü bir atmosferin içinde kaldık..
Adalara yaklaştıkça aralarına girdikçe ortam daha da etkileyici oluyor.
Halong Vietnam dilinde “Alçalan Ejderha” anlamına geliyor. Her bir adacık Ejderhanın ,suyun üzerinde kalmış, sırtındaki büyük pullara benzetiliyor.
Koyun içinde 1600 adet adacık var ve koy 1994 tarihinde UNESCO dünya mirası olarak kabul edilmiş.
Her yerde bir ejderha simgesi var buda bizim tekenin önündeki ejderha.
Koyun içlerine girdikçe sessizlik içerinde etrafı seyrediyoruz derken teknenin rehberi etraf ile ilgi bilgiler vermeye başladı. Vietnamlılar adaların şekline göre çoğuna bir isim takmışlar.
Öpüşen tavuklar veya kavga eden tavuklar..
Bad man.
Etraftaki diğer gezi tekneleri azaldı. Limandan çıkarken bunca teknenin arasında ne göreceğiz ki diye kaygılanmıştık oysa..
Arada balıkçı teknelerini görüyoruz.
Uzunca bir süre sakin sakin adacıkların arasında yol aldıktan sonra ilk durağımız Sung Sot mağarasına ulaşıyoruz. Gene kalabalığın arasına karışıp bu büyük mağarayı geziyoruz. Bir sürü merdiven çıkıp mağaraya ulaşıyoruz. Çok büyük olması dışında etkileyici bir tarafı yoktu benim için.
Tekneye döndüğümüzde etrafta sandalları ile tekneye yanaşan satıcı kadınlar görülmeye değerdi.. kimisi balık, kimisi meyve kimide içecek satmaya çalışıyorladı.
Teknemize binip yola çıktığımızda öğle yemeği vakti gelmişti. Masamızı paylaştığımız Vietnam lı gençler yediğimiz yemek ile ilgili bilgi vermeye çalıştılar, Hepsi üniversite öğrencisi olmasına rağmen aralarında sadece 1 tanesi çat pat ingilizce konuşuyordu. Gezi boyunca Vietnamlılar ile anlaşmakta bu açıdan zorlandık. Çoğunluk İngilizce bilmiyor, tarzanca konuşalım dediğinizde ise vücut dilleri öylesine farklı kı anlamakta ve anlatmakta zorlanıyor insan. Sonuçta genede keyifli bir yemek oldu.
Yemekten sonra kısa bir yolculuğun ardından
Titop adasına geliyoruz. Sıra bütün yediklerimizi eritmekte. 🙂
Adanın tepesinden 360 derece HaLong bay manzarası olduğunu öğrenince yaklaşık 400 basamağı çıkmaya başladık. Kolay değil ama yukarı çıkınca her şey unutuluyor. Manzara muhteşem. Şansımıza güneşte biraz yüzünü gösterdi.
Doya doya manzarayı seyrettikten sonra dönüşünde ödülü denize girmek oldu. Bölgenin en güzel plajı buradaymış.
Onca merdiveni çıkıp indikten sonra bizim alıştığımız pırıl pırıl denize benzemese de plajda ve denizde vakit geçirmek iyi geldi. Deniz keyfi sonrasında gezinin sonuna geliyoruz.. hava serinledi yanımıza ceketlerimizi almakla iyi yapmışız.
Güzel bir günün ardından akşam yemeğimizi otelin restoranında yedik…yarın yolculuk var.
Gezi devam ediyor; Ninh Binh
———————————————————————————————————————–
Gezi Kronolojisi
Asya’nı doğusunda egzotik dört ülke
Vietnam
04.11.2017 HaLongBay
07.11.2017 NinhBinh
09.11.2017 Sapa
11.11.2017Hanoi
Kamboçya
12.11.2017 Siem Reap
13.11.2017 Angkor Wat
Myanmar
15.11.2017 Bagan
17.11.2017İnle Gölü
Tayland
19.11.2017 Puket
Yorum bırak