< Burgonya’nın orta çağdan kalan yüzü
Burgonya‘nın en iyi üzümlerinin yetiştiği bölge Dijon‘un güneyinden Macon‘a kadar inen bölge ile Chablis bölgesi.
Biz Dijon ‘un 45 km güneyindeki Cote de Beaune bölgesine gidip bu bölgeyi gezmeyi planlıyoruz.
Bu bölgenin iklimi üzüm yetiştirmek için çok uygun; Pinot Noir ve Chardonnay üzümleri yetiştiriliyor.
Gezi için Beaune cıvarında belirlediğimiz birkaç kamping den birinde kalmayı planlıyoruz. Maalesef rezervasyonumuz yok. İlk olarak Şehir içinde ki kampinge geldik. Betonların arasında hiç beğenmedik ama resepsiyondaki kadın çok az yer var hemen karar verin tarzında konuşunca biraz tereddüt etsek de diğerine de bakalım deyip yola çıktık. Bağ bozumu dönemi olduğu için her yer kalabalık ve yer bulmak çok zor. Sonunda Camping Huttopia Meursaultge’e geldik harika bir konumu var bayıldık. Yeriniz yok dediler ama bizim karavan küçük olunca bir yere yerleşe bildik.
Uzun ve güzel bir günün ardından dinlenip yarın neler yapacağımızı planlayıp uyuma vakti.
03.09.2018
Bu gün Cote de Beaune bağlarını gezip bölgedeki köyleri ve şarap tadımı yapacağız.
Burada bağları gezmek için en keyifli yol bisiklet. Bölgeyi gezmek için bisiklet yolları haritaları ile hazırlanmış. Bizde burada kaldığımız sürece karavanı çıkartmayıp bisikletle gezmek istiyoruz. Kampingin resepsiyonundan bisiklet kiralanabileceğini öğrenince. Sabah erkenden bisikletimiz kiraladık. Ama küçük bir tembellik yapıp elektrikli bisiklet kiraladık. Önce pek istemesem de sonradan ne iyi yapmışız dedim. Çünkü çok uzun mesafelerde kullanmak zorunda kaldık ve elektrikli bisikletle çok rahat oldu.
Yola çıkıp üzüm bağlarının arasına girdiğimizde… etrafımda yemyeşil üzüm bağları, yumuşacık hava, güneş tatlı tatlı ısıtıyor, bisikletin hızıyla yüzümü okşayan rüzgar… bu ne güzel bir an…
Biz erkenciyiz zannediyorduk ama üzüm toplama işleri başlamış bile. Sonradan öğrendik ki güneş doğarken başlanıyormuş üzüm toplamaya. İlk iş en yakındaki köy Meursault’a doğru üzüm bağları arasında hafif bir eğimle keyifle gidiyoruz. Köye geldiğimizde daracık sokaklarda biraz dolaştık ve bir fırın bulunca hemen güzel fransız ekmeklerinden alıp yola devam.
Bira yüksek bir noktadan araziye bakınca nerede bağ bozumu olduğu belli oluyor. Yolda arabalar bağ içerisinde dağılmış insanlar uzaktan gözüküyor.
Duvarların arkasına saklanmış üzüm bağları ve bağ evleri de görülmeye değer. Yüz yıllardır şarap üretimi yapan bu çiftliklerde özel üretim şaraplar yapılıyor. Bunların bazılarını ziyaret edip şarap tadımı yapmak mümkün.
Güzel havada bisiklet turu acıktırıyor insanı. Uygun bir yer bulup piknik yapacağız.
Peynir ekmek ve yandaki bağdan bir salkım üzüm ve manzara… başka ne isterim
Güzel bir yemeğin ardından bağların arasından ve köylerin içinden geçip Sentenay köyüne geldik. Niyetimiz buradan geçen Canal du Centre ‘a gelip kanal boyunca gezmek.
Canal du Centre Saône et Loire arasında 112 km uzunluğunda bir kanal hala aktif kullanılıyor.
Kanal da yük taşıması yapıldığı gibi kamaralı tekneleri ile gezi yapmak ta mümkün. Kanal gezisi hep yapmak istediğim bir şey ama şimdi görüyorum ki çok keyifli fakat çok yavaş. Belki daha ileri yaşlara bırakmak lazım
Kanal boyunca devam eden bu yol hem bisikletle hemde yürüyerek seyahat edenler için harika bir güzergah. Özellikle kanal yollarını kendine rota seçen gezginlerle tanıştık. Açıkçası çok keyifli bir gezi olur diye düşünüyorum. Kafamın bir kenarına yazdım .. belki bir gün.
Kanal boyunca gitmek o kadar keyifli ki insan geri dönmek istemiyor. Ama artık yorulmaya başladık ve uzun bir dönüş yolumuz var. kısa bir mola verip dinlendikten sonra dönüşe geçtik.
Sentenay’e gri gelip bir marketten dondurma almak isteyince olanlar oldu. Çantam yok. Paramız pasaport her şey içinde. Çantamdan asla ayrılmam ve bu zamana kadar böyle bir şey başıma gelmemişti.
Heyecenla mola verdiğimiz yere geri dönerken benim bisiklet bozuldu. Felaketler üst üste. Roni hemen devam etti; ben endişe içinde beklerken her duayı ettim. Sonunda Roni çantayla gözükünce rahat bir nefes aldım. Roni yorgunluktan perişan geldi ama sorun bitmedi. Bu sefer bisikletsiz kaldık. Kampingi arayıp durumu bildirdik hemen geliyoruz dediler. Bizim bisiklet keyfi bitti diye düşünürken çabucak geldiler yanlarında yedek bisiklet getirmişler hemen bozuk olanı alıp yenisini verdiler. Süper hızlı ve iyi servis Bravo.
Hava kararmadan geri dönüp bisikletlerimizi şarj olması için teslim etmemiz gerektiğinden bu sefer biraz daha hızlı ama gene keyifle geri döndük.
Neden karavan? Diyenlere cevap gibi fotoğraf değil mi? Kaç otelde hatta kaç evde böyle bir manzarada yemek yersiniz üstelik ayaklarınız topraktayken.
04.09.2018
Bu gün rotamızı kuzeye çevirdik. Beaune’a gideceğiz.
Beaune
Beaune etrafı üzüm bağları ile çevrili küçük bir orta çağ şehiri. Beaune’un mücevheri bir orta çağ hastanesi olan Hôtel-Dieu olsa da daracık labirent gibi şirin sokakları ve dünyanın en prestijli şaraplarının saklandığı tarihi mahzenleri, restoranları ve küçük butikleri ile bölgenin en çekici yeri.
Beaun’un güzel sokaklarını gezdikten sonra sıra geldi Hôtel-Dieu’ye. Dışarıdan hiç fark edilmeyen gösterişli çatısı içeriden çok çarpıcı.
Hôtel-Dieu, 1443 yılında Burgonya Dükü Nicolas Rolin ve eşi Guigone de Salins tarafından fakirler için bir hastane olarak yaptırılmış. İki katlı ahşap bina parlak çinilerle süslü gotik cephesi, gösterişli çatısı ile orta çağda bile Burgonya’nin sembolü olarak adından söz ettiriyormuş.
Kampinge gelir gelmez yakın bölgede nerede pazar kurulduğunu sormuştum ve bu gün Beaune pazarı günü olduğunu biliyordum.
Ve işte pazar yerine geldik. Bira fazla küçük 5-6 tezgah var ama genede pazar gezmek benim için her durumda zevkli.
Çok fazla bir şey alamayız zaten bisikletle taşıyamayız ama lokal peynirleri ve şarapları tadıp. Bölgeye adını veren Comté ve gene bu bölgenin peyniri Morbier hakkında bilmediklerimizi öğrendikten sonra çantalara peynirleri yerleştirip dönüşe geçtik.
Yol üzerinde bir hasat daha var. Bu defa Chardonnay üzümleri toplanıyor.
Vee burgonya gezimizde burada bitiyor.
Fransa’da güneşi bu gezi için son kez batırıyoruz…
Yarın İsviçre yolundayız…
———————————————————————————————————————————————-
Gezi sırası
Karavanla Fransa, Dalmaçya kıyıları
14.08.2018 İstanbul- Paris ,
16.08.2018 Paris,
01.09.2018 Burgonya yemek ve şarap ülkesi
02.09.2018 Burgonaya’nın orta çağdan kalan yüzünü
03.09.2018 Burgonya’da Bağ bozumu
05.09.2018 İsviçre’de küçük bir tur
08.09.2018 İsviçre-İtalya yolu
08.09.2018 Torino
10.09.2018 Verona
11.09.2018 İtalya’dan Hırvatistan’a
13.09.2018 Rovinj – Istra Yatımadası’nın incisi
13.09.2018 Zadar-Doğanın sanat yaptığı şehir
14.09.2018 Trogir
14.09.2018 Split
15.09.2018 Mostar-Balkanlar’da bir Osmanlı şehri
16.09.2018 Dubrovnik
18.09.2018 Karadağ yollarında
19.09.2018 Kosova’nın güzel bir şehri İpek
20.09.2018 Halkidiki-Neos Marmaras
Yorum bırak